4 Kasım 2009 Çarşamba

Sömürge Futbolu


İstanbul yağmurluydu bu akşam.
İnönü Stadı ve çevresinde iyiden iyiye gelişini hissettiren kışı aratmayacak bir hava, küçük ama aralıksız düşen yağmur taneleri ve denizin soğuğuyla birleşip keskin bir bıçak haline elen rüzgâr vardı ama bunların hiç birisi Beşiktaşlıları rahatsız etmedi, sahadaki beyaz formalı oyuncular kadar.
Tüm bu zor şartlara karşın bugün İnönü’de Beşiktaşlıların içini ısıtan bir şey vardı: umut.
Ancak maçın başlama düdüğü ile birlikte saldıracağını düşündüğümüz kara kartalın etkisiz oyunu gösterdi ki o umut sadece stadın tribünlerinde kalmış ve sahaya inip futbolculara sirayet edememişti.
Acaba Mustafa Denizli haklı mıydı geçen seneki şampiyonluktan sonra takımdan ayrılmayı istemekle. Acaba işlerin bu raddeye geleceğinden bir şekilde şüphelendi mi? Peki bu denli isabetli öngörüleri olan Denizli nasıl oluyor da takımı tam anlamıyla bir "kısır döngü"nün içine girmişken onu bu çıkmazdan çekip çıkartamıyor? Beşiktaş'ın durumu tam bir kısır döngü zira siyah beyazlıların son 9 maçta attığı gol sayısı sadece 8. Elbette Denizli futbolo hepimizden iyi biliyor ama bu durumda insan merak ediyor: acaba futbolda yeni bir uygulama mı getirildi? Pozisyona girmeden gol atılır, gol atmadan maç kazanılır diye?
Afrikalıların beyaz emperyalistler için ne dediklerini bilirsiniz: Önce bizim topraklarımız vardı onların da elinde kitaplar,
Sonra bizim kitaplarımız oldu onların ise toprakları.
Bu akşam da Beşiktaş’ın umudu vardı Wolfsburg’un ise tereddütleri.
Şimdi Wolfsburg’un umutları var Beşiktaş’ın ise hiçbir şeyi.

Hiç yorum yok: